Rusya'nın tanınmış muhalif figürlerinden Aleksey Navalny'nin cezaevinde yaşamını yitirdiği bildirildi. Bu haber, Kremlin'in konu hakkındaki sessizliği ve Batılı liderlerin sert tepkileriyle uluslararası bir krize yol açtı. Navalny'nin ölümü, Rusya'daki siyasi atmosfer ve Putin yönetiminin muhaliflere karşı tutumunu bir kez daha gündeme getirdi.
Rusya'nın kuzeybatısında bulunan Yamalo-Nenets bölgesindeki bir cezaevinden yapılan açıklamaya göre, Navalny'nin ölüm haberi kamuoyuna duyuruldu. Navalny, son mesajında, vatandaşları mart ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Putin'e karşı oy kullanmaya ve elektronik oylama sisteminin güvenilirliğine şüpheyle yaklaşmaya çağırmıştı.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Navalny'nin ölümüyle ilgili kesin bir bilgiye sahip olmadıklarını, konunun cezaevi tarafından incelendiğini belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Batı'nın Rusya'yı hemen suçlamasının ön yargılı bir tutum olduğunu ifade etti.
Navalny'nin yakın çalışma arkadaşı Leonid Volkov, Rus yetkililerin Navalny'nin ölümünden sorumlu olduğunu öne sürdü, ancak bu iddiaları henüz doğrulayacak bir kanıt sunamadıklarını belirtti.
Navalny'nin ölümü, Avrupa ve dünya genelinde büyük yankı uyandırdı. Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD gibi ülkelerin liderleri, Navalny'nin özgürlük ve demokrasi mücadelesine vurgu yaparak, Rusya'yı adalet önüne çıkmaya çağırdı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Putin'i doğrudan suçlayarak, Navalny'nin ölümünün Kremlin'in baskıcı politikalarının bir sonucu olduğunu dile getirdi.
Navalny'nin eşi Yulia, kocasının ölümü üzerine, Putin ve yönetiminin Rusya'da işlediği zulümler için adalet önüne çıkarılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Navalny'nin Rusya'daki otoriter rejime karşı verdiği mücadele, onun hapishaneye konulmasına ve sonunda hayatını kaybetmesine yol açtı.